YARALI KANAT AYAZ SABAH
Hava bulutlu güneş bulutun arkasında sabahın ayazında
Uyanmak kedi tıkırtılarıyla
ya onlar olmasa kaçta uyanırdım ki
uyandığımda da kırlangıç kelebeğini görür müydüm
İkisini de bilememenin rahatlığıyla "uyandım bir kez" gerisi faraza.
Vakitsiz vakitlerde uyandığımda bir gerçeğe tanık olurmuşum tanık olurmuşum bir yaramazlığa
Muşu-sabah uyandıran üç kediden biri aynı çatı altında yaşıyoruz- sabah iş edindi bahçe sınırlarını işaretlemeyi hedeflerinden birisi servi ağacı fidanı gördüm ne yaptığını inandım gözlerime kovaladım Muşu'yu. Sen git servi fidanının tazecik gövdesini çişle, belli ki var epey geçmişi fıskiye hizası sararmış kahverengileşmiş. Kedidir sadece farkında değil. Artık sabah sabah Muşu ile bahçedeyim servinin başında nöbetteyim yok başka çare.
Tavuklar tavuklar şafak vaktinden akşamın karanlığına eşelenmekte bakır tavada yağda yumurta ne harika!
Geleyim artık asıl konuya kesilmiş erik ağacı gövdesinde incecik bir fidan yaprakları arasında bir kırlangıç kelebeği. Hava ayaz kanatları sımsıkı kapalı. Uçması kolayına ancak öğlenin sıcağına. Olmasa ayaz bu kadar yaklaşamazdım yanına. Huzursuz ettim ki açtı kanatlarını zoru zoruna uçup kaçamadı bir an iki kanadı iki yana açıktı işte tam da o anda gördüm kopmuştu kanatlarının uçlarından bir kaç parça, kapattı kanatlarını açmadı bir daha. Verdiğim rahatsızlık yeter dedim kırlangıç kelebeğini küçük erik fidanının dalında bırakıverdim. Çıktı güneş bulutların ardından gözümü alıverdi kolayı var değiştiririm sandalyemin yerini belki de o zamana kadar girer tekrar bulutların ardına. Bir ara verip yazmaya gittim kırlangıç kelebeğinin başına hala erik yaprağında hala kanat açıp kapatıyor uçamıyor.
KHK'lı olmak sosyal ölüm çevirmedim onu doğal ölüme yaralı kanatlarım yaralı kanatlarım nerede......
Yorumlar
Yorum Gönder