AÇIK APAÇIK RADYO 31 YAŞINA GİRERKEN GÜNLÜK YAŞAMIMDA NE VAR NE YOK, YOK YOK
“Bağzı şeyler kapanmak bilmiyor!!!” Apaçık radyo 30.yılını kutluyor, bende onları kutluyorum, nasıl kutlamam son yıllarda kulağımı onlardan alamıyorum. Demek ki neymiş sadece kapanmayan yaralar yokmuş, kapanmayan borçlar, kapanmayan dosyalar, kapanmayan o kadar çok kötü şey var ki say say bitmez enerjimi tüketmeye değmez ! Kapanmayan güzellerden güzelliklerden birisi kendi kulvarında birincisi. Açık Apaçık radyo…Dört günlük destek programı devam ediyordu…“pamuk eller cebe” gücümüz yettiğince.
https://apacikradyo.com.tr/ https://destek.acikradyo.com.tr/
Geçmişten bir şarkı düştü önüme “Hava nasıl oralarda?” “Edip Akbayram söyler, hem de ne güzel söyler 90’lı yıllar Ankara.
Kasım ayı, bulutlu, yağmurlu günler, hava ılık. Komşularım mavi serviler, bir avuç çam korusu hatırlarını soruyor çevrelerinde dolaşıyorum. Önüm arkam sağım solum inşaat, her yağmur sonrası çukurlar cirit atıyor. Olsun yeter ki yağmur yağsın razıyım.
Üç tekir kedi ile aynı çatı altında yaşıyorum. Veterinere gittiğimde kendimi çok zengin hissediyorum, aşılar, parazit ilaçları, kedi mamaları aldı başını gidiyor, gelirim aynı hızla yukarı tırmanmıyor ama. Üç tekir kedi canımın içi. Her gün yeni bir şeyler öğreniyorum; isteyerek olanlar var, hayatta kalabilmek için gerekli zaruri olanlar da. Çok değişken, acıtıcı öğretici koşturmacalı bir günlük hayat içinde yuvarlanıyorum.
En son öğrendiğim orijinal kedi maması internetten nasıl alınır? Ne yaparsak yapalım yanılma yanlış yapma olasılığımız daima var. Elimden geldiğince azaltmaya çalışıyorum.
Online ister tek firma, ister bir çok satıcının satış yaptığı büyük siteler olsun çıkardığım dersleri kamu yararına kediler aşkına özetleyeceğim. Almadan önce satıcıya soru soracağız verdikleri cevabın gerçeği yansıttığı garantisi olmasa da.
1- A marka mamanın yetkili satıcısı mısınız?
2- Mama orijinal kapalı pakette mi? Buna paketin ağzı dikişli mi? Sorusunu eklemek gerekli yakın zamanda yaşadım şok oldum. Bugüne dek bir tek tavuk yemi çuvallarımın ağzını dikili sanıyordum. Paketin ağzı yapışık mı vakumlu mu gibi. Dikişli olanın da orijinal olduğunu yetkilisi teyit etti, ama şüpheciliğimin dozunu henüz düşüremedim.
3-Bazı üretici firmaların sahte mamayı ayırt etmek için uygulaması var. Paketin üstünde hologramlı barkodu uygulamada okutabiliyorsunuz. Onay alınca demeyin keyfinize. Sanırım barkod okutmak da bir beceri istiyor. “Bu ürün orijinaldir “ yazısı çıkarsa ne ala değilse ayıkla pirincin taşını….
( Barkod geçmez ama satıcı ısrarla mama orijinal der, siz “beyan” kanıt değildir desenizde en hafifinden keyfiniz kaçar. İade kabul etmeyen çıkarsa karşınıza mama markasının ana firmasını temsilcisini bulursunuz, diplomasi başlar. Sonunda iade edebilirsiniz. Ama zamanınız çalınmıştır en başta, ruhsal dayanıklılığınız sınanmıştır, bu arada paranızda en erken bir hafta sonra kartınıza geri iade edilecektir. Bir de satıcı gerçekten mamayı güvenilir yerden tedarik etmiş de olabilir. En kötüsü içinizdeki şüphe tohumları yeşermiştir önlemini almazsanız çiçeklerinizi öldürmese de gölgede bırakacaktır.)
4-Yerel dükkanlardan veterinerlerden aldığınızda da fiyat en iyi ihtimal % 15-25 daha pahalı olacaktır. Üç kedi için ciddi fiyat farkı çıkıyor ortaya.
5-Siparişinizde gönderilecek mama paketinin video çekimini istemek de mümkün. Fotoğraf istemiştim de, alttan çekildiği için ağız kısmının tavuk yem çuvallarındaki gibi dikişli olduğunu görmemiştim. On yıllardır da hiçbir orijinal kedi maması paketi görmedim ki ağızları dikişli olsun.
El elde baş başta müşteri ile satıcı arasındaki güven ilişkisi. Güvenilir satıcı puanının yüksek olması bir gerçeklik göstergesi gerçekten. İnternet yorumları, şikayet var gibi siteleri, web sayfalarını da gezmek mümkün her seferinde yapabiliyor muyum? Hayır, ama yapmam gerekiyor.
6-En önemli basamak kargonuzu bizzat görerek teslim almanız. Kargo hasarlı olsun olmasın kargocu gözetiminde açıp içini kontrol etmeniz. Kontrol sonucu baktınız sipariş ettiğiniz ürün gelmemiş anında kargo firması ile tutanak tutarak geri göndermeniz. Bir miktar zaman tasarrufu sağlıyor. Tabii ki ürün satıcıya geri gidecek satıcı kartınıza ücret iadesi yapacak iadenin banka tarafından kartınıza tanımlanması zaman alacak, durum böyle. Günümüz koşullarında ne kadar hızlı geri iade olursa o kadar iyi.
NOT:Aslında altıncı maddeyi online aldığımız her siparişimizde yapmak gerekiyor. Kargo iadesi alan bir kurye “o kadar çok iade var ki!” diyerek metrelerce fiş gösterdi.
Haberlere gelince;
İnsanlar her tür kazada, iş cinayetinde, kadın cinayetinde ölüyor, gün geçmiyor ki ölüm haberleri almayalım. Ateş düştüğü yeri yakıyor derler ama, tüm insanlar canlılar o ateşe o kadar yakınız ki! Yeryüzü canlılar için güvenli bir yer olabilecek mi? Bilemiyorum. Aradım taradım iyi habere ulaşamadım, iyi insanları buraya bırakıyorum. Bir daralmışlık, bir sıkışmışlık…
Bir hikayemiz var;
Bir masal gerek, bir hikaye gerek içinde sevinç olsun adalet yerini bulsun.
Bana bir masal anlat Kadınanam insanın merhametlisine dayanak olsun.
Kadınanam der ki elimde bir hikaye var birde yılbaşı çiçekleri bir tomurcuklandı ki sormayın! Zeytin ağacı budandı bordo bulamadı atıldı. Nar bir iyice döktü yapraklarını. Kış bahçesinde hedera orman sarmaşığı coştu neredeyse kafam kadar yaprakları var. Itırın keyfi yerinde Melisa uzun zamandan sonra kendine geldi gibi….
Bir varmış bir yokmuş. Öyle bir zaman gelmiş ki arılar yok olmuş, uğur böcekleri yok olmuş, peygamber develerini gören yokmuş. Örümcekler silinmiş yeryüzünden. Çekirgelerin nasıl kaybolduğuna akıl sır erdiren bulunmamış. Ayrık otları bile kaybolmuş.
Meyve sebze hak getire açlık götüre. Olan olmuş olan olmuş boş kazan kendiliğinden dolmamış.
Haberler haberler
Olay bir toplu taşıma otobüsünde geçiyor. Otobüste yer buldum diye bir sevinçle oturmuştum. Birden arkamdan sesler duydum. Bir kadın “bu otobüse binemezsiniz. Her şeyi siz bozdunuz defolun gidin” diye bas bas bağırıyordu. Yerimden kalktım, orta kapıya yürüdüm karşımda ekonomik sosyal olarak sıkıntılar içinde olduğu giysileri kadar yüzündeki çizgilerden de okuna orta yaşlı bir kadın canhıraş bir halde bağırıyordu orta kapıdan otobüse bebek arabasıyla binmeye çalışan turist Arap kökenli bir aile vardı ki kısa sürede binmekten vazgeçtiler. Kadın otobüsten hala onlara bağırıyordu çevredeki otobüsteki çoğunluk kadında kadına bağırıyordu “Sen ne yapıyorsun, otobüse binmelerini engelleyemezsin vb” kadın “kutsal damacanayı seyredin, hep bunlar yüzünden, …” sözlerini tam hatırlamıyorum ana fikri şuydu “Ülkemde korkuyorum, bu korkuyu güvensizliği siz Arap kökenliler yaptınız. Gidin buradan.” Turist ailenin giyimi, yaklaşımı, bebek arabasının derli topluydu yoksulluk kokmuyordu. Bir yandan kadını sakinleştirmeye çalıştım bir yandan da otobüse binemeyen aileye beden dilimle yüz ifademle özür diledim. Bağıran kadın beni duymuyordu ama dokunmama izin verdi, omzuna dokunup sakinleştirmeye çalıştım. Otobüste bir erkek yolcu kadını tanıdığını mental rahatsızlığı olduğunu fısıldadı. Bendeki etkisi kadın gerçekten çok korkuyordu. Kadın sustu bu sefer yolcular kadına bağırmaya başladı “Böyle davranamazsın, sen in otobüsten, rahatsızsa tedavisini olsun, böyle başıboş dolaşmasın. Sorumlu yakınları yok mu!” Bu grubu sakinleştiremedim bereket kadın susmuştu yolculuğunu tamamladı. Otobüsten aynı durakta indiğim kadına çok sert çıkış yapan gen kadın muhtemel öğrenciydi, bakımlı güzel bir kadındı, durumu konuşmak istedim kadının hasta olduğunu daha cümlemi tamamlamadan “İnsanlara öyle bağıramaz, hakkı yok, ailenin üzerine yürüdü.” Konuşmasından öfkesi eksilmedi. Ben de “Gücü gücüne yetene değil mi” gibi bir şeyler söyleyerek vapur iskelesine yürüdüm.
Bir sıkışmışlık yaşadım bir kadın bir aileyi etnik kökenleri nedeniyle zorbalamıştı, ama mental ruhsal bir hastalığı olması da çok muhtemeldi. Kadının ırkçı tavrına karşı çıkanların hiçbiri gözlerinin önündeki olaya müdahil olmamış seyretmişlerdi. Bende sorular kaldı “Kadının görünümü düşkün olmasaydı tepki gösterilse bile aynı üslup ile mi olurdu?” Arada kaldım olayın sıcaklığında göremediklerim de vardır. Güvenli bir ortamda bunlar yaşanır mıydı? Sokağa çıkmış otobüse binmiş mental ya da bedensel sakatlığı olan bile bir başına bir şeyler yapabilme özgürlüğünün tadını çıkarmaz mıydı? Her an tehlike altındayım hissi kaybolan olmaz mıydı? Ayrımcılık yapan zorbalayan erkek olsaydı, üstü başı eli ayağı düzgün görünen, nasıl bir tepki ortaya çıkardı acaba?
Hatırladığım bir yurt dışı turunda hiç tanımadığım tur sahibi ve bir kadının saldırısına uğradığımda hatta beni otobüse almama tehdidinde bulunduklarında kendimi korumaya yönelik direndiğimde bir otobüs dolusu ki çoğu kadındı kimseden tık çıkmadı. Otobüse bir şekilde bindiğimde sinirlerim boşaldı ağladım söylendim-asla hakaret etmedim- güya teselli etmek için yanıma gelen tek bir kadın ne dese beğenirsiniz “Sakinleş şöförün moralini bozmayalım” dediğinde kadına baktım “Benden uzak dur” dedim. Şöför, rehber yedek şöför-sanırım otobüsün içinden kapıyı tutmuştu tüm yolcular seyretti. Otobüsteki kadınlara söylediğim bir cümleyi asla unutmuyorum “Siz bu ülkede bir kadın olarak benden uzun süre yaşayacaksınız” Sonra ne mi oldu “Ay eğlenelim ayol, moralimizi bozmayalım” diyerek roman havaları ile coştu, çoğunluk eller havada otobüste kıvırtmaya durdu. Sel yayıncılıktan çıkan Sara Ahmed’in “Şikayet” kitabını buraya bırakıyorum.
Tabii ki dönüşte ambulans, hastane acil servisi, karakola başvurma, ardınca Türsab, İstanbul rehberler odasına şikayette bulundum …Şikayet ederken de şikayet etmek gerektiği için ettiğimi biliyordum. Rehberler odası 450 tl gibi bir para yatırırsam dikkate alacağını belirten bir e posta gönderdi. Firma hakkını arayan kadınlara yönelik klişe ifade ile “problemli yolcu, huzur kaçıran, cadı” vb temelinde gerçek dışı beyanda bulundu. Savcılığa bir kez gittim kolluktan kendilerine gelen belge olmadığını ama geleceğini söylediler. Bir daha da ne onlar beni aradı ne de ben onları. Fransız kalmadığım çok beğendiğim bir Fransız filmini “Velayet” 2018 yapımı yönetmen ve senarist Xavier Legrand; buraya bırakıyorum ve İstanbul sözleşmesi yaşatır diyorum.
Yaşadıklarımla kaldım sessiz kalmadım, şimdide yazıyorum. Bir arkadaşımla paylaştığımda o tur şirketinin nasıl çalıştığını bir ben bilmiyormuşum oldum. Sezgilerime güvenmem daha ilk kayıt olurken gelişen terslikleri ciddiye almalıymışım. Gördüğünüz gibi mağdur olarak yaşadıklarımdan en çok işe yarayan kendimce… hoş hissiyatımın olmadığı kişiler, kurumlar vb yerlerden uzak durmak, elimden geldiğince mümkün mertebe.
Psk. Dr. Feyza Bayraktar’ın “ güvenmek neden zor?” yazısını buraya bırakıyorum.
https://www.diken.com.tr/guvenmek-neden-zor/
Çocuklar canımızın canları için; Hatice Kapusuz’un “ suça sürüklenme, eğitimden kopuş, suça sürüklenme, çalıştırılma, evlendirilme” yazısını buraya bırakıyorum.
Kendimi de yazdıklarımla buraya bırakıyorum🤧☺️🥰


Yorumlar
Yorum Gönder