Çıfıt bohçamdan "ikisi yanyana gelmezler bir arada" teneke fatura kutusu, güz, sevinmek anları, Newyork, minnak masalımsı siyah panter ile bilge orangutan


 









Uzun bir aradan sonra ilk video kaydım. Masal masalımsılarımı hâlâ yazıyorum, yakında dördüncü kitabım Arkeoloji ve sanat yayınlarından basılacak, ArkeoPera kitabevinde öncekilerle aynı rafı paylaşacak. Yeni videolarım nasıl şekillenecek onu zaman gösterecek. Bakalım bu yol beni, bizi nereye götürecek.

Günden güne daldan dala çağrışımlar mevsimlerin ışığında. Hepsi gerçek ama!

https://youtu.be/7ebbktEuySk?si=BUVqnkC2H7Hz4kQA

Mevsimin bahçesinden;

Kasım ayı sonbahar yaprak dökümü hızlandı. Narlar dalında çatladı yakmayan güneşte kızardı. Zeytin hasadı çoktan başladı bitiyor neredeyse. Kendiliğinden çıkan iki kök biber iki kök domates dökmeye devam ediyor. Kızaramıyor domatesler olacak o kadar mevsim sonbahar. Sarımsak soğan dikildi sırada ıspanak bakla. Yılbaşı kaktüsleri tomurcukta. 


Günün hallet-i ruhiyesi;

Hani “Aaaa sadece bu muydu” dediğimiz anlar vardır ya, onlar bende de olur. Sevinçli bir şaşkınlık içinde sis dağılır, su berraklaşır tortular dibe çöker. “Hepsi buymuş” halini insanlığıma çok yakıştırırım. Bu konuda öğrenmeyle ilgili ilk anım tığ işi yıldız modeli, çarşıda pazarda görmüşsünüzdür banyo lifi yapılır bu örnekle-google da “yıldız modeli banyo lifi tığ işi” araması yaptığınızda sayısız video ile karşılaşıyorsunu. Üç dört gün denediğimi yapıp yapıp olmadı diye söktüğümü hatırlarım ilkokul dördüncü sınıfta okuyordum. Sonunda kendi başıma öğrendim. Anneme sormadım, oysa çok güzel danteller örerdi. O kadar zorlanmama gerek var mıydı? 

Ya şimdi online ücretli ücretsiz kurs, atölye, video gırla. Bazen izlemek o kadar keyifli geliyor ki uygulamayı unutuyorum. Elimi kullanmak ister el işi, ister yemek yapmak, ister tadilat, tığ örgü olsun çok kıymetli benim için. Öyle ki dolmakalem ile yazmaya da devam ediyorum. Suluboya resimlerim kâğıtta.  Fotoğrafta paylaştığım teneke kutu neredeyse bir yıllık su, elektrik, doğal gaz faturalarımı getiren getiremeyen emekçilerin benim oynadıkları “hazine avının” bittiğinin göstergesi. Canların yaratıcılıklarına güvenerek yeni oyunlar bekliyorum, “Ama artık faturam nerde bulamıyorum hangi kutuya koydunuz, doğalgaz sayacının kutusu boş vb, aylardır sayacım okunmadı tabii ki katlanır çıkacak!” cümlelerimi tekrarlamayacağım. Yaratıcılığımı bu şekilde besleyen emekçilere teşekkür ederim.


Benden senden başkasından haberler; 

İyi, güzel bir yaraya merhem ne var ne yoksa uzakta yakında çok pek çok sevinirim. 

Ölüm yoksa sonunda bir can bir canın halini hatırını soruyorsa banaymış gibi gelir, içim içime sığmaz. Hele de adalet yerini bulduysa demeyin keyfime dünyaya yeniden gelmiş gibi olurum. Çıkıp sokaklarda bağırasım gelir “Mümkünmüş, mümkünmüş” 

O bir anlık sevincim çoğu zaman sür git sürmez, olsun o sevinç anlarını yaşamak o anın hakkını vermektir aynı zamanda. Acılarla dolu bir yeryüzünde anlık sevinçlerime hiçbir güç gölge düşüremedi. O anlardan birisi % 10’luk seçim barajının aşıldığı andı. Sokağa çıktım gecenin geç vakti, sadece bir pizzacı açıktı. Pizzacıda çalışan gençle lafladım. Hala aynı hissi sevinci hissediyorum, sonrasında yaşananlar bile o anın ışıltısını karartamadı. Bir eşik aşılmıştı da; sadece devamı gelmedi, getirilemedi.

Dünyanın bir ucundan; Newyork belediye başkanı artık göçmen Şii bir Müslüman, Zohran Mamdani. Programının özü kamunun desteklenmesi ücretsiz yuva, sabit makul kira, ucuz toplu taşıma, kamu eğitim kurumlarına desteğin artırılması iyileştirmeler. Hani sosyal devlet, kamu yararı gibi bazı kavramlar vardı ya, onlarla çok alakalı. Nasıl heyecanlandım bilemezsiniz…Rakibine laf yetiştirip kuyruğuna takılmamak derim ben buna. Ne demek Zohran Mmdani ile birlikte 100 000- yüz bin canın en az 1 000 000- bir milyon kişi ile yüz yüze görüşmesi  

Zohran Mamdani seçimi kazandıktan sonraki konuşmasında sözünü “…göçmenlerin kurduğu şehri bir göçmen yönetiyor.” İle bağladı.  

https://www.democracynow.org/2025/11/5/zohran_mamdani_win_aoc_klein_lander

Orada pişer bize de düşer, küreselleşmenin bu ayağı da var.  

Yurdumun her bir yanında ama tek tek, ama bir araya gelmiş nice çoban ateşlerinin yandığını biliyorum, işte Açık Apaçık Radyo https://apacikradyo.com.tr/yer-yuzlerinde/zohran-mamdani-ve-new-york-sokaklarindan-yukselen-siyaset

Günün sözü; 

“Zalimin zulmü varsa sevenin seveni var, zalimin zulmü varsa garibin seveni var.”


Minnak hikayemize gelince; 

Yeryüzünün bir yüzünde bir Siyah panthera yaşarmış. Ormanda kimse onun yaşını bilmezmiş. “Siyah panthera ben beni bildim bileli var” sözü ormanda yaşayan çocuk çocuk genç yaşlı herkesin dilindeymiş. Gecelerden bir gece ormanın Bilge orangutanı kendisinde sorma cesaretini bulmuş; “Siyah panthera yaşsızlığın her daim her yerde dillerde de; ne dersin?” demiş

Siyah panthera uzandığı ağaç dalında önce bir gerinmiş “Yaşıyorsan da ölmüşsen de, var mı bir değeri, değer canda, bir hikaye anlatayım yeri gelmişken;

Uzak diyarlarda yeryüzünün en büyük okyanusunda balıkçılar avladıkları balıkları kente dondurarak taşırmış. Halk balığın lezzeti denizden çıkan gibi değil diyerek burun kıvırırmış. Balıkçıların ağırına gitmiş bu sözler, bir daha ki sefere büyük su tanklarında canlı canlı getirmişler balıkları. Halkın ağzı torba değil ki büzesin bu seferde  “Donmuş balık kadar kötü değil lezzet.” diyerek küçümsemişler. İşittikleri balıkçıların çok ağırına gitmiş, dertleşmişler, gururlarına yedirememişler söylenenleri.

“O kadar uzaklardan günlerce gün boyu gece boyu balık avlayıp kente getiriyoruz şu işittiğimiz laflara bak.” 

Yine balığa çıkmışlar okyanusun gidebilecekleri en en uzak köşesinde avlanmışlar. Su tanklarına bu sefer buz eklemişler. İçlerinden birisi “Su tanklarına bir kaç köpek balığı da koyarsak balıkları okyanusuyla taşımış gibi olmaz mıyız?” demesin mi! İşiten balıkçıların gözleri ışılamış “Denemek bedava!” demeleriyle tankların içinde köpek balıkları yüzmeye başlamış. 

Kentte satış yaparken kulaklarına çalınan sözler “Bu kadar balığı nasıl tutmuşlar ki! Kıyılara balık göçü mü olmuş? Balıkçıların da hakkını yememek lazım, ucuz bol taptaze balıklarla sanki balık satmıyorlar da besliyorlar bizi.” Balıkçıların keyfine diyecek yokmuş. İşte okyanusun uzak köşelerinin balıkları diriliklerini tazeliklerini böyle korumuşlar, tabii ki köpekbalıklarına yem olmayanlar. Son” demiş Siyah panthera. Kucağında torunu uyuklayan Bilge orangutan Kara panthera ile göz göze gelmiş, muzipçe gülümsemişler birbirlerine kendilerini ormanın sesine  bırakmışlar Son.









Yorumlar