Kıyıköy'ün görüleni var mıymış? "Varmış." Ya Kıyıköy'ün kıymeti bilineni "o da varmış." Peki Kıyıköy'ün "Yıkılmana asla izin vermeyeceğim" denileni "Evet evet o da varmış." Bir ev imiş geçmişten içinde kalmayınca yaşayanı yıkılmaya durmuş. Her yağmur sonrası her fırtına sonrası dökülmüş sıvası kırılmış kiremitleri uçmuş çatısı. Ortada kalakalmış ahşap karkası ortada kalmış odaları da ne camı kalmış ne çerçevesi ama kilitli çift kapılı sokak kapısı. Mavi boyalı kapının üstünde küçük bir pencere camı yok ortası demirli. Kıymetli mi kıymetli yok görmedim Kıyıköy'de onun bir eşini. Onun kapısı kilitli sadece ama açık her yeri olduğu gibi şimdik, hâli. Kalmamış pencerelerinin cam kırıkları bile. Bir gören olmuş her yeri açık hâlini. Gören göz el atan olmuş olmuş üstüne bir çatı çakan durdurmuş durdurmuş parça parça dökülmesini sıvalarının, durdurmuş yıkılmasını duvarlarının daha fazla, durdurmuş çürümesini ahşabının her yeri açıktada olsa yine de kilitlemiş kapısını ne olur ne olmaz diye. Bırakmamış nasıl olsa yıkılacak di̇ye de terk etmemiş onu o an ki kaderine gücünün yettiğince elinden geldiğince... durdurmuş durdurmuş evin zamanını evin yeniden yeniden dipten temelden elden geçirileceği zamana kadar aslına uygun aslına uygun aslına uygun....
Gökten üç çatı ustası düşmüş yeryüzüne ihtiyaç artmış yeryüzünde diye.
Yorumlar
Yorum Gönder