KÖK KÖKLERİNDEN AYRILDIĞINDA
Köküne dalına yaprağına
Çiçeğe duran tomurcuğa
Odunlaşmış yaprak gövdeye
“Ne çiçeği ne çiçeği
üç on yıldan sonra"
Yılbaşı ağacı Paskalya ağacı.
Santranç tahtasında bir uçtan bir uca geçip de vezir olan piyona.
Piyonun derdi ne ola?
Sordum sormasına
Bir tencere yaprak dolmasına
Sadece hayatta kalmakmış piyonun derdi
Hayatta kalmakmış felaketlerden sonra...vezir olmak ne ki, vezir olmak ne ki!
Hiç iyi haber gelmediğinde yüzümü döndürdüm yılbaşı çiçeğime Kadın anam Yılbaşı çiçeğim Paskalya kaktüsüm aylardır hasta toparlanmaya uğraşmakta budadım yaprak dallarını yükünü azaltayım hiç olmazsa. Çıkardım evden kış bahçesinde seyreylemekte çocuklarını yıldan yıla büyüyen yıldan yıla çoğalan yüz on yedi canının canı ile artık gece gündüz birlikte. Çiçeğe durması bu sene sembolik ayrı bir saksıda ayrılan bir kök gövdenin üç yapraklı dalı ucunda. “Gövdeler ağaçlaşmış da olsa köklerimizle tutunup toprağa çiçeğe durmanın bir yolunu bulduk bu yılda” der gibiler bana.
Hiç iyi haber gelmediğinde yeryüzünü paylaştığım canlara döndürdüm yüzümü ayrık otları yemyeşil, başını çıkarmış ebegümeçleri, dikenler boy göstermekte, pıtraklar çoktan kurudu ısırganlar yemyeşil boyları bir karış neredeyse, biberiyem çiçekte, sarmaşıkların tepesinde vızır vızır arılar bir şarkı tutturmaktalar.
Felaketler felaketlerden kim nasibini almadı ki bu yeryüzünde….sanki felaketlerim daha korkunçlarından korumak için gelmişler başıma başıma da hayatta kalacağımı nasıl bilmişler? Bu kadar mı inanmışlar! Güvenin böylesi benim başıma güvenin böylesi benim başıma. Aman su katmayayım pişmiş aşıma gözümü karartsamda karartmayayım yüreğimi “Zebani ben değilim, zebani ben değilim….zebani ben değilim ki!”
On yıllar sonra ayrılıp köklerinden ayrı bir saksıda harika bir toprakta tek başına ağaçlaşmış yaprak gövdesinin ucunda çiçeğe duran Yılbaşı çiçeği Paskalya kaktüsüne minnet duygularımla.
Yorumlar
Yorum Gönder