UÇURTMA AVCISI "BİR AFGANİSTAN FİLMİ"

“UÇURTMA AVCISI”     Bir Afgan filmi;    *


  









İkisi de çocuktur. Birisi diğerine “sahip” der; o onun “sahip çocuğudur” her ne kadar birlikte oyun oynayarak vakit geçirseler de. Çocuğun en mutlu anları kıraç topraklardaki tek  nar ağacının dibinde "sahip çocuğun” ona okuduğu masallardır. Ve çocuk genelde hep aynı masalı okumasını ister sahip çocuktan. Çocuğun gözü de karadır, teni gibi…

      Uçurtma yarışları günlük yaşamın vazgeçilmezlerindendir.  Uçurtmayı iki çocuk uçurur evlerin damlarında, karlı dağların çevrelediği sert iklimlerde. Birisi ip yumağını tutar ve havada uçan uçurtmaları izler, taktik verir uçurtmayı gökyüzünde gezdiren çocuğa. "Hadi dola, der..devam et.. tamam şimdi kes…" ve genelde “kes”den sonra bir uçurtma gökyüzünden yere boynu bükük süzülür… Yine böylesi bir uçurtma yarışında çocuk, “sahip çocuğa” taktikleri verir, böylece öyle bir an gelir ki son uçurtmayı düşürebilirlerse “sahip çocuk “ babasının rekorunu kırabilecektir. Babasının gözünde “sahip çocuk” biraz zayıftır, ürkektir, korkaktır. Ve başarırlar…çocuk “sahip çocuğa” “senin için her şeyi yaparım” demiştir bir kere. Ve son uçurtma düşerken çocuk koşmaya başlar, sahip çocuğa der ki “onu-düşen uçurtma bir ganimettir aynı zamanda -  senin için yakalayacağım.” Çocuk uçurtmayı yakaladığı anda iki arkadaşa husumeti olan üç çocuk yolunu keser. “uçurtmayı verirse ona dokunmayacaklarını “söylerler. Çocuk “efendime söz verdim, uçurtmayı ona götüreceğim” der. Üç çocuk uçurtmayı vermezse neler olacağını tekrar hatırlatır.  Çocuk vermeyeceğini söyler. Üç çocuk uçurtmayı elinden asla bırakmayan çocuğu yere yatırırlar. Bu arada sahip çocuk arkadaşını merak etmiştir, gecikti diye.. Ve tam çocuğu yere yatırdıkları anı görür bir duvarın kenarından sessizce, hiçbir şey yapamaz ve kaçar. Bir merdiven basamağına oturarak beklemeye başlar korku içinde, zayıflığını bilerek. Sonra üç çocuk uçurtması elinde olan çocuğu bırakırlar. “Çocuk” ayağa kalkar, uçurtması elinde yürür. Sokağa çıktığında “sahip çocukla” karşılaşır ve uçurtmayı verir sahibine, çünkü  “sahip çocuk” hem kendisinin sahibidir, hem de” uçurtmanın.”  İki çocuk uçurtma ellerinde yürürler, çocuklardan birinin pantolonundan toprağa kan damlamaktadır. 

     “ Çocuk, toprağa pantolonundan kan damlayan” günlerce uzun uykularda kalır, sabahları kalkamaz ve çocuğun yerine  babası hazırlar “sahip çocuğa“ kahvaltısını. “Sahip çocuk” ise huzurunu kaybetmiştir, üzerine üç çocuğun çöktüğü arkadaşını seyrettiği günden beri. Ve hep onu suçlar,  ona “korkak” der, pantolonundan kan damlayan çocuğa; narları fırlatır ona, saatini onun yastığının altına saklar, onu hırsızlıkla suçlar. Sonunda “pantolonundan kan damlayan çocuk” ve babası evi terk ederler, baba;  her ne kadar sahip çocuğun babası kalmalarını istese de durmaz. 

      Filmin son sahnelerinden olan bir akşam yemeğinde; sürgünde kitabı da basılmış olan “sahip çocuk” evlidir, eşinin anne ve babası, “çocuğun oğlu ”..aynı masada otururlarken..başlar konuşmaya, sahip çocuk; arkadaşına yardım edemeyen, hem arkadaşı hem de kardeşi olduğunu öğrendiği yaştadır  “senin için her şeyi yaparım” diyen çocuğun. 

Tüm gerçekleri korkmadan söyler, nefes alır gibi, çorbayı kaşıklar gibi. 

     Uçurtma uçururlarken  “Çocuğun çocuğu” ile sürgün olduğu ülkede,  koşarken “çocuğun çocuğuna ” şöyle seslenir; “senin için her şeyi yaparım, senin için her şeyi yaparım.”

      Bir soru kalır bize… cevaplarız ya da cevaplamayız. “Güçlü olmak nedir ?” .

      Ne olursa olsun “sözünden dönmemek mi” sadece bu bile yeter alnınızdan tek kurşunla vurulmanıza. Ya da ne olursa olsun  yaşamak mı dır ?

      Ya da bir diğeri; zamanı geldiğinde gerçeklerle yüzleşmekten kaçmamak mı dır?

       Herkesin gerçeklerle yüzleşmekten kaçmadığı-korkmadığı bir “an” mutlaka vardır.


                                                                                                                25-12-2008 

*Fotoğraf kaynağı: https://www.evrensel.net/haber/309938/ucurtma-avcisi-ve-afganistan

Yorumlar

ANLAR ANILAR NE SÖYLER?