DOSTLUKLA DALGA DALGA DALGALANMAK
Çam ağacının tepesinden
Kozalakları düşürüverdi
Kozalakları düşürüverdi
Bu karga çok mu akıllı
Bu karga çok mu becerikli
Bu karga çok mu becerikli
Hepsi hepsi
Tepsi tepsi
Tepsi tepsi
Tepsi tepsi börekler
Toprak fırında pişerler
Toprak fırında pişerler
Banada sanada düşerler
Mis gibi koktu börekler
Mis gibi koktu börekler
Börek dedim aç idim
Aç aç açım dedim
Aç aç açım dedim
Öyle demezler dediler
Börekleri yiyip bitiriverdiler
Börekleri yiyip bitiriverdiler
Aç aç açım dedim
Yer yarıldı bir kapı açıldı
Gözüme bir merdiven takıldı
Girdim kapıdan içeri
İndim merdivenden
Basamak basamak
İnerim inerim merdiven bitmez
Dizlerimde derman tükenmez
Birde baksam ne göreyim
Sevdanın önündeyim
O gün bugündür aynı yerdeyim
Sevdanın peşinde deli divaneyim
Sevdanın peşinde deli divaneyim
Büyütür beni sever okşar
İçimdeki yeri dünyalar kadar
Dünyalardan bir masalım var
Dünyalardan bir masalım var
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir memleket varmış. Memlekette bir Kadın anam bir çocuk yaşarmış. Kadın anam yaşlı mı yaşlı çocuk meraklı mı meraklıymış. Her sabah güneşin doğuşu ile uyanır güne güneş ile başlarlarmış. Geceye de ay varmış. Çocuk sabahlardan bir sabah sormuş “Dostluk nedir Kadın anam.”
Kadın anam “Çocuk çocuk sabahın da masalı var kısacık. Masalımı anlatıvereyim içine dostluk tohumunu ekivereyim.” demiş. Hele kulak verelim dinleyiverelim:
Memleketin birinde dertli mi dertli bir kadın yaşarmış. Doğduğunda değilmiş böyle gençliğinde de. Çoluk çocuğa karışmış karışmış içi günden güne sebeb ne. Ne bilen varmış ne merak eden. Kah güler kah ağlarmış durduğu yerde hiçbir yerde de duramazmış. Sokak sokak yürür kapı kapı çalarmış. Açılmamış kapılar açamamış kapıları. “Bir dert var içimde” demiş inanmamış kimse. “Çalışıyorsun gündüz gece görüyorsun ihtiyacını ihtiyaçları şımarıklık bu seninkisi.” İnanmış önce inanmış ama “Yaşayamam bu halde” demiş günlerden birgün düşmüş yola soluğu can arkadaşının kapısında almış. O anlatmış can arkadaşı dinlemiş o anlatmış can arkadaşı dinlemiş üç gün üç gece. Üç gün üç gecenin sonunda sabaha birlikte uyanmışlar bir kahve pişirmiş can arkadaşı “Bir çift sözüm var sana. Sen bu değilsin. Kimbilir neler yaşadın bugüne kadar da kararmış gözün kararmış yüreğin. Bir esen yele bakar dağılır kara bulutlar içindeki güneş ile ay pırıl pırıllar.” demiş. Kahvelerini birlikte yudumlamışlar ilk günkü gibi her zaman ki gibi.
Altınyaldızlı gökten üç Kadın anam düşmüş yeryüzüne üçüde koşturmuşlar soluksuz çocukların soruları peşinde çocukların soruları peşinde.
Yorumlar
Yorum Gönder