KAVŞAKTA
Kaçarı yoktu
Göçeri de kalmamıştı
Artık olacağı da olmuştu
Yapacağı da kalmamıştı
Uzanmıştı öylesine ki
Bir masala konuk olmuştu.
Yatmıştı yere sere serpe, güneş de tepesinde. Kentin girişindeki en büyük kavşaktı. Arabalar vızır vızır, insanlar cıvıl cıvıl. Uyuduğunda ne kavşak kalıyordu, ne arabalar, ne de insanlar. Tek hatırladığı rüyalarıydı, orası ayrı bir dünyaydı. Orada ne eksiği ne de fazlası vardı, nasılsa oydu gerisi de boştu. Uyandığında kavşaktaydı ezilmemişti hala. Arabalar vızır vızır sağında solunda, karakol da, hastane de karşısında. Kavşağa kendisini ilk bıraktığı gün bir daha uyanamayacağını sanmıştı. İşte kırkıncı günündeydi, yaşıyordu hala. Belki ondurmamışlardı ama öldürmemişlerdi de aynı zamanda. Yavaş yavaş kavşağı terk etmeye başladı çünkü verdiği sözleri yerine getirir, unutmazdı asla. Kendisine verdiği bir sözü hatırladı. Kırk gün kavşakta yatıp sağ kalırsa, kalacaktı hep hayatta, yola düşecekti yeniden güle oynaya.
O gün başlamıştı hayatındaki karanlık. Ne olduğunu anlamadan kuyruğunu kaptırmıştı bir arabaya. Oysa ne de yakışırdı kendisine bol tüylü kuyruğu. Kocaman gövdesi, kırçıllı tüyleri ile güzel bir sokak köpeği idi. Kuyruksuz kalmıştı bir anda, kopmuştu aslında hayatı da o anda. Canını zar zor kurtardığına bile sevinememişti kuyruğunu kopuk görünce. Bu utançla nasıl yaşardı ki?.. O günden sonra kuyruğunu kaybettiği kavşakta tutuklu kalmıştı. Gelip geçen arabalara havlamıyordu bile. Kırk gün yatmıştı meydanda, arabalar vızır vızır. Kırk gün ezilmemişti. Artık yaşayabilirdi kuyruksuz da, böylesi bir meydanda kırk gün yatmıştı da, bir tek araba bile ne korna çalmış ne de ezmişti onu, kılına bile zarar gelmemişti. Kırk gündür hayatta idi. Öyle ise kuyruğuna bağlı değildi şansı.
Kırk birinci gün sabahın ilk ışıkları, kentin en sakin, en güvenli sokağına yerleşmişti bile. O sokağa yerleşmesinde ona gülümseyen bir köpeğin etkisi var mıydı, hala bilinmez. Masal bu, bundan ötesini ne anlatır ne de söyletir. İllaki gökten elmaydı kuyruktu düşürür, ama hep üç üç düşürür. Gökten düştü üç kuyruk, üçü de kuyruksuz köpeklere ama sırayla. Bu masalı ne kadar çocuk okursa gökten düşecek o kadar kuyruk daha. Hepsi de gidip yapışacak kuyruksuzlara. Okundukça okundukça kalmadı kuyruksuz köpek, bundan sonraki kuyruklar kedilerin kuyruksuzuna gerek.
Yorumlar
Yorum Gönder