YATAĞI YORGANI YASTIĞI ÇINAR'DAN SARMANIN

 

Duvarlardan geçmezmiş gün ışığı. 

Dört duvar arası karanlık  

Aydınlıkmış pencereden giren   

Dört duvar arasını ısıtmazmış güneş 

Pencere yoksa pencere küçükse 

Ne çok severmişim pencereleri 

Görür görünür iki yandan 

Pencere camı canımın camı 

Seyret dışarıyı 

Ihlamur ağacı görmek isterim haziran ayında 

Çiçekleri mis gibi kokan 

Kış ağacım serviler daima yeşiller 

Çınarlar yaprak dökerken 

Yaprakları kedilere yorgan 

Dişbudaklar diktir dümdüzdür gövdeleri 

Yere sağlam basarlar 

Dutlar dutlar 

Azalıyorlar günden güne 

Ekşi karadut var yaşadığım yerde iki tane 

Söylemem yerlerini 

Yoksa iyice keserler dallarını 

Ağaç bildiğim kök gövde dallar yapraklar 

Gelecekte çok uzak olmayan 

Sanacak ki çocuklar ağaçlar kök ve gövde 

Gövdenin üstündede çalı gibi dallar. 

Serviler bile tehlikede korktum iyice 

Bir serviyi taaa tepesinden kesmişler 

Neden niye 

Nedeni yok nedeni yok 

Hangi neden affettirir ağaçları katledercesine ‘budamayı’ 

Gövde kalmış ağaçlar 

kendi olamamış insanlar gibi

güdük kalmış güdük kalmış

Ağaçları benzetmişler kendilerine 

Avuntum bir sarmana yatak yorgan olan 

Çınar ağacının yapraklarında