KAPININ TACI YASEMİN ÇİÇEĞİ
Doğa nasıl yaşıyorsa tanıklığım ne kadarsa onu yazıyorum hepsi bu kadar…
Az gittim uz gittim dere boyu düz gittim varsam baksam bir bahçe kapısı önündeyim. Güneş tepemde bir hafif koku fısıldar gibi "Aaaa tanıdım yasemin çiçeği!" deyivermişim masalını masalımsı yazıvermişim. Ne desem doğru şimdi ne desem yalan şimdi. Yaseminler çiçek açtı. Çekinmeden sakınmadan kokusunu etrafa saçtı. Bahçe kapısından girip çıktığımda bir yasemin kokusu burnumda. Nisan mayıs ayları Yaseminlerin çiçek açma zamanı. Ya solma zamanı derler ki iyi bakılırsa açarmış yılın dokuz ayı. İnandım inandım da ne yapmalı ne etmeli Yasemin’i çiçeksiz bırakmamalı. Yılın dokuz ayı yılın dokuz ayı. Nasıl mı bilemem şimdiden dokuz ay çiçek açtığını görürüm göremem. Gözüm üzerinde gözüm üzerinde şimdiden.
Yasemin çiçeği açmıştır bir zaman bir zamanda kurumuş. Kupkuru dalları sarılı kalmıştır kapı tacına üzerinde ne tek bir yaprak ne tek bir çiçek. Kökünden dal verir birer birer günden güne sararak kupkuru eski dallarını yükselir kapı tacında. Nereden mi geldik bahçe kapısı tacının sağ ayağına?
Yasemin fidesi dünyaya gözlerini küçük siyah bir poşet içinde açmış. Yanında yöresinde kendisine tıpatıp benzeyen bir çok siyah poşet varmış göz alabildiğine çokmuşlar. Gel zaman git zaman gelip gidip götürmüşler hepsini ama birer birer ama beşer onar. Her biri farklı bir yerde almış soluğu. Kimisi bir bahçede, kimisi evde kimisi de bir bahçe kapısının tacının dibinde. Anlatacağım masal bahçe kapısının tacının dibindeki yasemin çiçeğinin Arap yasemininin masalı. Yasemin deyip geçmeyin varmış pek çok çeşidi bende öğrendim yeni. Ah ah şu bendeki merak yok mu! Öğrendim öğrendim merakında sonu yokmuş öğrenmeninde.
Yasemin çiçeğinin dikildiği yerde demirden bir bahçe kapısı tacı varmış. Tacın sol tarafında yapraklarını kışın döken bir sarmaşık. Yine kapının sol tarafındaki sarmaşık dallarının arasında büyükçe bir boşluk. Yasemin çiçeği her yere dal uzatan sarmaşığın neden o deliği kapatmadığına bir türlü anlam verememiş. Ta ki evin köpeği Üzüm’ün hop diye o delikten dışarıya zıpladığını görene dek. Yasemin çiçeği Üzüm’ün arkasından bakakalmış “Ne kadar güzel koşuyor, nasılda hop diye geçiverdi delikten” demiş hayranlıkla. Bir yandan da haldır huldur bir telaş içindeymiş. Boyuna posuna bakmadan orayıda sarayım burayada dal uzatayım diye çıplak demirleri kaplamaya başlamış. O kadar kaybetmiş ki kendisini evin annesinin* bahçe kapısından hep aceleyle girip çıktığının sağını solunu görmediğinin farkında değilmiş. Bir ara evin kedisi Baron tüm sevecenliği ile bakmış yasemine “Sende yenisin bu bahçede hepimizde yeniyiz aslında. Aramızda kalsın yerde bulduğum kokusuna kapıldığım yemeği yemiyecektim kendimi pek iyi hissetmiyorum. Yasemin çiçeği çok azimlisin gayretlisin ne güzel yaprakların var varda yine de önce bahçenin toprağını tanısaydın.” Yasemin heyecanla “Boşver toprağı şu dallarımın yapraklarımın güzelliğine bir bak az zamanda ne çok iş yaptım.” demiş. Baron hüzünle gülümsemiş “Ne kadar güzel göründüğünün farkındayım hep böyle kalmandır dileğim. Bir şanssızlığımız var ki evin annesinin işi gücü başından aşkın kendini göremez halde koşturup duruyor nasıl görecek ki bizi.” demiş kalorifer kazanının bulunduğu küçük yerin çatısına çıkıp uzanmış. Yasemin çiçeğinin ilk ve son konuşmasıymış Baron ile. Baron o günden sonra hastalanmış evden uzaklaşırken Baron’un hasta halini komşuları haber vermiş. Anne Baron’un halini görünce “Baron iyi besleniyor onun için şişmanladı sanmıştım oysa hastaymış anlamadım anlamadık.” demiş üzüntüyle. O güne kadar kapı önünde bakılan Baron’u eve almışlar. Evin içinde vermiş son nefesini maaile sevip okşayarak uğurlamışlar Baron’u dönüşü olmayan son yolculuğuna. Anne çok üzülmüş “Hiç hiç fark etmedim hasta olduğunu hiç hiç. Bir daha bir kediye bakarsam evime alacağım.” demiş. Yasemin çiçeğide çok üzülmüş “Arkadaşımı kaybettim” demiş yaslı aileyi avutmak için bir an önce çiçek açmak istemiş. Açmışta! Güzel kokusunun ailenin ıstırabını azaltacağına inanıyormuş. Gelin görün ki hiç umduğu gibi olmamış. Gündüz vakti güzelim kokusu uçup gidiyormuş. Anne çocuklarına “Yasemin çiçeği kokusu bu muymuş? Kokuyu duymak için neredeyse çiçeklerini burnumun içine sokmam gerekecek” demiş hayalkırıklığı ile. Yasemin çiçeği o kadar üzülmüş ki işittiği sözlere kolu kanadı kırılmış gibi kalakalmış. Ertesi bir ertesi gün aklına gelen bildiği bilmediği işittiği ne varsa denemiş kokusunu korumak için. Hiçbiri bir işe yaramamış sabah güneşin doğuşu ile birlikte kokusu gitgide azalıyormuş. Anne hem üzgün hem yorgun girip çıkıyormuş hem bahçe kapısından hem de evin kapısından. Yasemin çiçeği sadece çiçeklerinin güzelliğinin anneyi avutmaya yetmeyeceğini biliyormuş. Üzüm vardı ya hani evin köpeği babası bir beyaz kurt annesi boxer olan çokda güzel koşan. Bir gece geç vakitlere kadar dolaşmış tarlalarda bahçelerde. Girmiş evin bahçesine çıktığı delikten hani şu sarmaşıklar arasında kalan. Soluğu hemen yasemin çiçeğinin yanında almış “Ne harika kokuyorsun” demiş. Yasemin çok sevinmiş “Gerçekten kokumu alabiliyor musun?” demiş. Üzüm “Almak ne kelime hem de çok uzaklardayken bile. Yakınına geldim ki kokunu doya doya çekebileyim içime.” demiş. Yasemin çiçeği çok sevinmiş. Üzüm kıvrılmış yatmış yasemin çiçeğinin yanına. Yasemin çiçeği ile seyredalmış dolunayı. Birden “Üzüm, Üzüm” diye seslenen annenin sesini duymuşlar. Anne kıvrılmış yasemin çiçeğinin dibinde yatan Üzüm’ü görünce koşmuş yanına sevinçle “Hah buradaymışsın haydi evine.” Demiş demiş ama bir durmuş “Bu bu kokuda nedir böyle.” demiş dikmiş gözlerini yasemin çiçeğine hayretle “Efsane koku bu olmalı! İnanamıyorum sadece geceleri mi bu kadar yoğun bu kadar içe işleyen koku salabiliyorsun.” demiş oturmuş Üzüm’ün Yasemin çiçeğinin yanınada hep birlikte dolunayı seyretmişler. Anne Yasemin çiçeği ile geçirdiği her gecenin sabahında gülümseyerek başlamış her yeni güne. Canı yandığında, yorulduğunda, öfkelendiğinde hüzün kapladığında içini bir tekerleme olmuş dilinde “Gece gece yasemin çiçeği kokusu bahçemde, gece gece yasemin çiçeği kokusu bahçemde” dermiş.
Altınyaldızlı gökten üç kapı tacı düşmüş yeryüzüne hepside bahçesinde yasemin çiçeği olan bahçelere.
*evin annesi henüz Kart Ana olamamıştı.
Yorumlar
Yorum Gönder