YAŞATAN ANILAR Anneannem'e
Anneannemin bir ak yazması var idi
Kenarı boncuk oyalı
Çok zaman oldu bu dünyadan göçeli
Her vakit eli işte idi
Eker biçer harman kaldırır
Keser biçer diker giydirir
Yemek yapar yedirir idi
Keçiyi davarı çobana salar idi
Tek başına işi pek zor idi
Fatoş anneannemin yoldaşı evin koruyucu meleği idi
O olmasa anneannemin hali nice idi
Sarı kantaron çayı bir bardak erimiş tereyağı
Güne başlamadan enerji kaynağı
Bununla mı kaldı işi gücü
Anneannemin gözbebeği torunları
Bakıp büyüttü helede küçük iseler
En zor şartlarda bile anneleri oldu sardı sarmaladı
Kış günü mangal üstünde mısır ekmeğini ısıtan anneannem
Mısır ekmeğine tereyağ sürüp okula giden ben idim
Anneannemdi kahvaltımı hazırlayan
Yoktu ondan önce kalkan
Ne güzel bir duygu hatırlamak bir evi ışıklar içinde aydınlık
Pırıl pırıl havadar ferah mı ferah
Tüm odaları çocuklara açık
hele küp odasındaki yufkalar
Öfkeside sahiciydi merhametin gücüyle
Komşunun bacasına taş atıp ocaktaki yemeğini devirince
Kaçacak delik aramıştım evin her yerinde
İşten güçten kendine vakti yok idi
Şiir okur keman çalar şarkı söylerdi
Sevdikleri sağ salim olsun
Evi neşe dolsun yeter idi
İçi acı ile dolduğunda üzüntü ile öfke ile
“Ben bir muâllim olacaktım öğretmen okulundan aldılar evlendirdiler” derdi.
Hiç solmadı yüzünde gülümseme
Gözleri görmediğinde yattığı yerde
Lokumu ile sütünü getiren ele hep teşekkür etti
Kardeşleri “Ablamıza bakarız” dediler tereddüt bile etmediler
O yaşadıkça yaşadı evi
Sormayın hiç gerisini ilerisini
Vefatından sonra
Satılmış evi
Evi alanlar
evinin kapısına duvar örmüş mü örmüş
Eski evden tek kalan
sokağa uzanan
tek bir basamak değilmiymiş duvardan çıkan
İşte o basamakta oturmuştum ben
Bir ağlamak tutmamış mıydı beni
Nasıl bir ağlamak hiç sormayın
İki gözüm iki çeşme ne ki
sanki gök yarıldı
Yeryüzünü seller sular kapladı
Sel olmuş göz yaşlarım
Akmış yokuş aşağı
Birde baksam ne göreyim yanıbaşımda ak saçlı ak sakallı bir ermiş oturur
Ermişin kucağında da anneannemin kedisi Kadem-e Hayır
Ermiş demesin mi bana
“Alçak damda oynardın hııı”
O zaman anladım ki derviş anneannemin yanından gelir.
Alçak damda oynadığımı bir ben birde anneannem bilir. “Söyle derviş dede anneannem neden gönderdi seni bana?” dedim.
Derviş “Ağlamana dayanamadı, ağlamana dayanamadı, çıksın *Asar’a avaz avaz bağırsın Asar’a çıksın avaz avaz bağırsın” dedi.
*Asar Anneannem'in evinin arkasındaki kayalık tepe.
Yorumlar
Yorum Gönder