ACI FREN MAVİ GÖZ ESMER TEN









Martılar bastı hastane bahçesini

Deniz artık doyurmuyor besbelli

Hastanenin çöpleri mi artık beslenme yerleri?

Yemek artıklarıda yok ki! 

Kim bilir üç beş yıla kalmaz artan yemeklerle besler martıları hastane personeli 

Kim bilir? 

Deniz nerede martılar nerde! 

Yürüttüm kendimi zorla çıktım bahçeye 

Dört tur çepeçevre üç yüz altmış derece yokuşlu inişli 

son yirmi dakika boşalan otoparkta gidip gelmece 

Oldu mu bana bir saat acil servis sakin hastane sakin 

Sakinliğin emaneti bana 

bir gecelik nöbetçi başhekimim 


Gönlü gerçekten yana 

dili gerçeği söyleyip 

başı dertten kurtulmayanlara “kopya  sözler” 

Denenmişler denenecekler keşfedilecekler burada

Yaklaşın hele bir sözlük hazırladım kendime 

Dileyene açıktan kopya da vereceğim. 

Sözlük canlı mı canlı  büyüyecek günden güne 

Hem kendime hem de size kopya 

Farkındayım ki kopyaya ihtiyacı olmayanlar çoğunlukta 

İlk kopyamı ne zaman mı kullandım? 

Haydi geçmişime kısa bir yolculuk 

İstanbul’da bahar ilk mi son mu hatırlamıyorum 

Ayağımda yüksek topuklar dizüstü kolsuz kot elbisem üstüme oturan 

Eve dönüş zamanı iki elimde alışveriş çantaları 

Tarlabaşı’ndan karşıya geçip taksi ile Aksaray metrosuna oradan otogara, 

Bir telaş attım kendimi caddeye 

Caddeye adım atmamla acı bir fren sesi irkildim kaldırıp başımı baktım 

Bir taksi durmuş 

Düşünmeden “beni görüp acı frene basan arkasındakinden küfür yiyen taksiye “Binerim” dedim 

Bindim aynadan mı gördüm binmeden önce mi hatırlamıyorum 

Nasıl bir mavi göz pırıl pırıl dibi görünen deniz gibi siyah sürmeli 

Tatlı esmer ipek gibi bir ten 

Topladım hemen kendimi yerleştim şöför arkası koltuğa çantalarla 

“Aksaray metrosu” dedim 

Unkapanı köprüsünden geçerken 

Aynadan bakmış olmalı bana 

Nazikçe “Nereye gideceksiniz?” dedi

Ağzımdan “otogar” çıkacaktı ki tuttum dilimi. 

“Neden öğrenmek istiyorsunuz?” dedim 

Daha bir kaç gün önce öğrenmiştim  

Cevap sorunun nazikliğince oldu

“Uyguna  götürebilirim, havalimanında çalışıyorum”  

Teşekkür ettim Aksaray metrosunda indim. 

O günümün en güzel anısıydı 

Ne güzel bir insandı, arada takıldım kendime çalıştığı yeri biliyorum istersem gider bulurum diye. 

Hayallerim olmasa olmasa sokakta karşılaştığım güzellikler 

nasıl dayanabilirdim ki; 

onca acıya, kayba, kıymet bilmezliğe, iftiraya, ihanete! 

Üzüldüğüm geçen yıllarla birlikte o anımın solması.

Başka durumlar başka sorular başka cevaplar aklımda aklımda 

Anılarımla buluşturup her birini tekrar buluşacağız burada 










 



Yorumlar

ANLAR ANILAR NE SÖYLER?