İYİ, KÖTÜ VE HEKATE
Yine mi döküldü açmadan tomurcuklar,
Açtı mı yine bir o kadar,
Açtı açtı döktüğünden fazlasını,
İz sürenler izini sürenler,
Durmadan öten sirenler,
Masal gemisinden haber getirenler,
Nazar değmesin size,
Yolunuz her düştüğünde gelin bize,
Haberler sizde masalınız bende,
Bir sağa döndüm ah ki ah ah,
Bir sola döndüm vah ki vah vah,
Önüme bakmasam olmaz,
Arkama dönsem olmaz,
Bir koştum bir koştum,
Soluğum kesilene kadar,
Birde baksam ne göreyim,
Gelmişim bir limana,
Limanda bir çift kocaman göz bakar bana,
Bir korktum ki sormayın bir an geldik göz göze,
Ne o kıpırdadı ne ben,
Bir rüzgar esmesin mi hafiften,
Alıp götürdü beni benden,
Kendime bir geldim ki,
Pir gelmişim,
Bir gidip bin gelmişim
Masallanmışım masallanmışım
Uslanmamış usanmamışım
Uslanmamış usanmamışım
Demlenmişim masalımda
Can bedenden çıkmayınca çıkmamış yoldanda. O yol senin bu yol benim birbirine eklenmiş gitmiş. Yol bir limana çıkar bir çift göz bana bakar. Ayağıma gelmiş bir gemi dikmiş gözlerini durur muyum hiç atladım içine yelkenler fora rüzgarın peşi sıra. “Hey hey” diye avaz avaz bağırmışım. Sesime bebek Avaz peşi sıra Muşu miyav miyav miyavlayarak atlamasınlar mı gemiye. Şaşırdım ben. Muşu “Avaz daha bebek tek başına kalamaz gemide.” dedi bir solukta. Hep birlikte açıldık denize. Kediler “Yaşasın taze balıklara gelmişti sıra.” diye bir şarkı tutturdular. Gemim gözlerini ufka diker, denizde süzüle süzüle gider. Masal denizdeki balık kıpır kıpır her an içimde.
Bir varmış bir yokmuş memleketin birinde tüm yollar aynı kavşağa çıkarmış. Kavşak öyle kalabalık öyle kalabalıkmış ki. Göz gözü görmüyormuş. Kavşak kavşakmış da değilmiş dört yol ağzı. Sayısız yol varmış. Varın siz düşünün büyüklüğünü. İnsanlar kolayına karar veremiyorlarmış hangi yola gireceklerine. Kavşakların ana tanrıçası Hekate’ymiş, kavşaklar yollar ondan sorulurmuş. Kalabalıktan, gürültüden şikayet ettiği hiç görülmemiş. Memnunmuş hayatından “Sonunda tek kavşakta topladım insanlarımı, hepsini görüyor hepsini işitiyorum” diye seviniyormuş. Hekate tek başına değilmiş elbet. Yoksa nasıl baş edebilirmiş ki bu kadar kalabalık ile. Hekate üç kadınmış sırtt sırta veren asla ayrılmayan birbirinden. Sırtları bitişik üç kadın genci, annesi birde yaşlı bilgesi. Altı kol altı bacak üç ağız altı kulak “Görürüz gösteririz yordamıyla yolu yolları, karışmayız ama kimsenin seçimine.” derlermiş. Üç kadın kafa kafaya vermişler ya sıkılmazmış canları kimi zaman neşeden, kimi zaman öfkeden. Hele bir kavşağa bakalım, güneş doğmak üzere aydınlığı geldi erken.
Anne Hekate ellerini çırpa çırpa “Bakın bakın iyi ile kötü aynı anda girdi kavşağa” demiş, üçüde nefeslerini tutmuş seyre koyulmuşlar. Seyre koyulmuş kavşaktaki insanlar herkes merak içinde iyi ile kötüyü izlemekteymiş.
Kavşağa ulaşan iyi sevinmiş “Issız yollardan sonra ne güzel bu kalabalık.” demiş. Yolun kenarındaki ulu meşe ağacına yaslamış sırtını oturmuş. Kötünün her yeri altın kaplıymış göz alıcıymış. Kavşakta kim var kim yoksa göz ucuyla da olsa kötüye bakmaktan alıkoyamamış kendisini, öyle çekici öyle şatafatlıymış ki. El pençe divan duranlarla çevriliymiş her yanı. Hiç kimse iyiyi farketmemiş. Herkes yol seçme derdindeymiş. Kötü girer girmez kavşağa o kargaşada görmüş meşe ağacına yaslanıp oturan iyiyi. Seslenmiş “İyi iyi selam sana, ne zamandır karşılaşmadık seninle, tek başına ıssız yollarda gezerken kayboldun sanmıştım. Ne güzel bir sürpriz burada seninle karşılaşmak. Bitkin görünüyorsun. Çok yorulmuşsun belli ki. Nasıl merak ettim seni, başına bir şey gelmesinden korktum.” demiş. İyi kamaşan gözlerinden görememiş kötüyü ama ensesinde hissetmiş nefesini “Nefesini tüketme boşuna kötüsün, göremesemde kokunu unutmam asla” demiş. Kötü “Neden böyle söylersin, kalbimi kırarsın. Ne ben sensiz ne sen bensiz olamayız. Dünyanın düzeni böyle kuran ne sensin ne de ben.” demiş. İyi gülmüş. Kötü öyle bir kahkaha atmış ki kavşakta kim var kim yoksa susmuş kötüye bakmış. Tüm gözler iyi ile kötünün üzerindeymiş. Kötü tam zamanı demiş içinden “İyi kardeş bilirim hoşlaşmazsın benden ama kardeşiz sonuçta. Benim bile içim cız etti seni bu kadar bitkin görünce. Çok yorulmuşsun. Sonunda geldim merhamete. Gel beni dinle bin sırtıma taşıyayım götüreyim seni istediğin yere.” demiş. İyi hala kötüyü göremiyormuş altınların pırıltısından. Gözlerini kırpıştıra kırpıştıra hiç şüphe etmeden sözlerinden binmiş sırtına kötünün. İyi içinden“Nasıl olsa istediğim yerde ineceğim.” demiş. Kötü sevinmiş için için “İyiye hükmetmenin yolunu buldum” diye. Ne olduysa o an olmuş. Gökyüzünü kara kara bulutlar kaplamış, şimşekler çakmış. İyiyi kötünün sırtında gören insanların aklı karışmış. O günden sonra kolayına tanıyamamışlar iyiyi. İyiyi aradıklarında hep kötünün sırtındaki hali geliyormuş akıllarına. Üstüne üstlük kötü öyle bir parlıyor öyle bir göz alıyormuş ki, insanlar kötüden başka hiçbir şey göremez olmuşlar.
Kötü kara bulutlar gökyüzünü kapladığında, şimşekler çakıp dolu yağdığında kolayca kendi yoluna gitmiş. İyi sanmış ki her şey yolunda. Fırtınada doluda güvenle taşınmakta kötünün sırtında. Bu fırtınada, kara bulutlar altında doluda çamurda insanlar iyinin sadece başını görebiliyorlarmış. İyiyi takip ederlerken kötünün yolundan gittiklerinin farkında değillermiş, nasıl olsunlar ki! Kötü taşırken sırtında iyiyi o kargaşada kolayca gizlemiş kendisini. Hekate şaşkınlık içinde izlemiş olanı biteni. Yaşlı bilge Hekate öfkeyle anne ile genç Hekate’ye “Çıkarın aynaları, tutuşturun çocukların gençlerin kadınların erkeklerin eline, görürlerse kendilerini giderler kendi iyilerinin peşine.” demiş. Herkese dağıtmışlar aynaları. Aynada kendini görenler görmüşler toz duman içinde kötünün sırtında oturan iyiyi de gitmemişler peşinden. İyi kötünün sırtında yollardan geçmiş toz duman altında altının göz alan parlaklığında kötüye “burasıda değil, burasıda değil” diyerek dolaşıyormuş. Kötü “İyiye hükmettiğimden beri işlerim öyle bir açıldı ki yetişemiyorum diyerek başka diyarlardan kötüleri yardıma çağırmış. Her bir kötüye ilk öğrettiği “iyiye nasıl hükmedilir” imiş.
Gökten üç ayna düşmüş yeryüzündeki her kavşağa. Hekate kendi elleriyle dağıtmış aynaları kavşağa ulaşan insanlara. Aynada kendini gören gitmiş güvenle kendi yoluna. Darısı bizimde başımıza bizimde başımıza.
Yorumlar
Yorum Gönder