YAĞMURLA BİRLİKTE
Bir varmış bir yokmuş.Masalın girmediği delik yokmuş.Deve tellal, pire berber iken.Ben annemi beşiğinde tıngır mıngır sallar iken.Kapılar açıldı birden.Sıra sıra yol boyu.Herkes getirdi şunu bunu.
Sıra sıra yol boyu.
Unutmuşlar şunu bunu.
Tam zamanında geçmişti. Yüreği güm güm atıyordu. Bir an durdu, aydınlık, ışıl ışıldı her yer. Hiç daha önce içeri girmemişti. Oysa hep buralarda idi. Birçok kez geçmişti önünden dikkat etmeden. Her şey o kadar ani gelişmişti ki, ne olduğunu anlayamamıştı. Sadece kendisi değil hiçbiri beklemiyordu böylesini. Her yer kilit altındaydı, evler, bodrumlar, ne varsa, kafalarını sokabilecekleri her yer kilit altına alınmıştı. Bu ne zaman olmuştu, ne zamandan beri böyleydi hatırlayan da kalmamıştı. Yağmur hiç dinmiyordu, doluya da çevirmişti. İşte o anda nasılsa bir kapının açıldığını, etrafa ışık saçıldığını görmüş, atmıştı kendisini içeri. Döne döne girmişti içeri. Öğrendi, bu kapı başka çeşitti. Herkes ona şaşkın şaşkın bakıyordu. Ona bakanlar kadar şaşkındı, bir köşede kalakalmıştı. Islanmaktan son anda kurtulmuştu. Yağmur sonrası attı kendini dışarı. Kapının önünde havayı kokladı. Yağmurun temizlediği kaldırımda doluya yakalanmış, ne yapacağını bilmez, öylece kalakalmış genç kediler gördü. Güzel, parlak tüyleri ile kıpırtısız yatmaktaydılar. Onları görünce donakalmış, “Herkes benim kadar şanslı değilmiş sanırım,” demişti kendi kendisine. Yağmur sonrası Elmastaş’ın sokaklarında gezerken tek başına bir tekerleme söyler olmuştu kedi başına.
“Sıra sıra yol boyu.
Herkes getirdi şunu bunu,
Sıra sıra yol boyu.
Kaplar kacaklar hepsi su dolu yem dolu.
Nereye varacak bu işin sonu?
Önüm arkam sağım solum hep kedi dolu.
Kediler dolaşmaz oldu, ağaca tırmanmaz, kuşa bulaşmaz oldu.
Havayı görüp başlarını sokacak çatı aramaz oldu.
Kaplar kacaklarda yemler dolu dolu.
Elmastaş’ın kedileri, bir başkadır masal deyişleri.”
Kaplar kacaklar hepsi su dolu yem dolu.Sokakta yedikleri önde yemedikleri arkalarında da olsa, kediler evlerini özler. Açılacak kapıları gözler. Kedilerin umudu vardır her daim, yemi suyu esirgemeyenler; gün gelir açacaklardır evlerinin kapılarını da birer birer.
Nereye varacak bu işin sonu?
Önüm arkam sağım solum hep kedi dolu.
Kediler dolaşmaz oldu, ağaca tırmanmaz, kuşa bulaşmaz oldu.
Havayı görüp başlarını sokacak çatı aramaz oldu.
Kaplar kacaklarda yemler dolu dolu.
Gökten üç aile düştü kırk günde bir yeryüzüne, hepsi de birer ikişer kedi aldılar evlerine...
Yorumlar
Yorum Gönder